Yazar: metin 15 Ağustos 2018
Work and Travel Hakkında Yanlış Bilinenler konu başlığını, etrafınızda WAT programına katılmış kişilerden ya da sosyal medyadan edindiğiniz bazı yanlış bilgileri yok etmek için kaleme almaktayız. Work and Travel Hakkında Yanlış Bilinenler nelerdir? Buyurunuz yazımızda izah edelim;
Work and travel’ı deneyimimiz sırasında “work” kısmında ABD’nin farklı farklı şehirlerinde çeşitli sektörlerde çalışıp belli miktarlarda bir kazanç elde ediyoruz. Ancak bu programda önemli olan kazançlarımızın bizim için amaç değil araç olmasıdır. Bunun için saatlerce mesai yaparak yaşadığımız bölgenin güzelliklerini fark edemeyebilir, çevremizdeki insanlarla daha zor sosyalleşebilir, farklı kültürlerden insanlardan kendimize katabileceğimiz değerler azalabilir ve bir daha denk gelemeyeceğimiz birçok fırsatı kaçırmış olabiliriz. Bu amaçla gittiğimizde işler yolunda gitmediğinde ise hayal kırıklığına uğrayıp programın tadını çıkartmaktan uzaklaşabiliriz. Unutmayın kısıtlı bir vakit için ABD’de bulunduğumuz bu programdan maksimum düzeyde verim alabilmek için her şeyi dozunda yapmamız çok önemli, kimi zaman elde edilecek deneyimler bizim için maddi kazançlardan çok daha değerli olabilir.
Work and Travel Hakkında Yanlış Bilinenler maddelerinden biri de ABD hakkındaki klişelerdir. ABD dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Ancak bu gelişmişliği bazen yanlış yorumlayabiliyoruz. Giden arkadaşlarımızın yaptığı paylaşımlarda olsun, televizyon programlarında veya sosyal medyada hep ABD’nin büyük binalı gelişmiş şehirlerini görmekteyiz. Ancak bu işin sadece görünen yüzüdür.
İsmini duymaya alışık olduğumuz birkaç şehir ve bu şehirlerin merkezi dışında Türkiye’de alışık olmadığımız düzeyde sakin bir yaşam sürdürmektedirler. ABD’nin Avrupa ülkelerinde bulunmayan kendine özgü bir yaşam düzeni olduğunu çok rahat söyleyebiliriz. Bu düzene alışmak kimi zaman bizim için zorlu bir süreç olabilir. Bu durumlarda sabırlı olmak ve bu düzene alışıp programın esas amacı olan kültür değişimini gerçekleştirdiğimizi fark etmek daha iyi bir program geçirmenize yardımcı olur. Program boyunca akademik olarak bir eğitim almıyor olsak bile bize hayatımız için oldukça eğitici bir deneyim yaşamamıza yardımcı olmaktadır.
Sık rastlanan yanlışlardan biri de Work and Travel programını bir seyahat programı gibi görmek olmaktır. Work and Travel macerasının ilk kısmında çalışmak zorunda olduğumuzu unutmamak gerekir. Bu zaman zaman yorucu, stresli ve bizim için sıkıcı bir hal alabilir. Ayrıca işverenlerimize karşı sorumluluğumuz olduğunu unutmamak gerekiyor. İşverenlerin size verdiği bir takım görevleri yerine getirmek ve işyeri kurallarına uyulması gerekmektedir. Sadece seyahat programı beklentisiyle bu işe başladığınızda program deneyiminizi olumsuz etkileyecektir. Vizede sorulan sorulara ve vize reddi nedenlerini incelediğimizde, öğrencilerin work and travel programının amacını yanlış anladığı bir kez daha ortaya çıkamkatadır. Elçilik ve konsolosluk da her yıl düzenlediği SWT toplantısında bu konuyu gündeme getirmektedir.
Work and Travel programına katılabilmek için en azından orta düzeyde konuşma İngilizcesine sahip olmanız gerekir. Eğer öncelikli amacınız dil öğrenmekse başka programlar sizin için daha uygun olacaktır. Yurtdışında Dil Okulu vb. programlar sizin isteklerinize göre önceden organize edilirken Work and Travel’da kendinizi bir yaz dönemi boyunca bir deyim yerindeyse bir maceranın içinde buluyor olacaksınız. Programın ana hedefinin katılımcılar arasında kültür alışverişi olduğunu aklınızdan çıkartmayın. Bu bağlamda gittiğiniz lokasyonlarda sadece ABD halkı değil programa sizin gibi dünyanın birçok bölgesinden gelen katılımcılarla tanışma ve onların kültürünü daha yakından tanıma fırsatı bulacak, program sonrasında devam edebilecek arkadaşlar edinecek ve özellikle konuşma İngilizcenizi geliştirmek adına bol bol pratik yapma şansı yakalayacaksınız.
Maalesef programla ilgili bazı önyargılardan birisi ise programın ucuz iş gücü olarak görülmesidir. Her sene 100.000 civarında katılımın gerçekleştiği programda, katılımcılar çalıştıkları işyerlerinde ABD vatandaşları ile beraber ve eşit haklara sahip biçimde çalışmaktadırlar.
Work and Travel diğer programlardan ayıran en büyük özelliği de 3-4 ay gibi uzun bir süre başka bir kültürü tanıma şansı bulurken günlük ihtiyaçlarımızı karşılama, alışveriş yapabilmek, seyahat edebilmek için çalışma olanağımızın olmasıdır.
Ancak unutulmaması gereken akademik bir program olmadığı için ve katılımcıların dil seviyelerine uygun olabilecek ülkemizde de üniversite öğrencilerinin part-time olarak çalışabileceği sektörlerde iş imkânları bulunmaktadır.
ABD denince hepimizin aklına ilk önce New York, Los Angeles, Las Vegas ve Miami gibi büyük şehirler gelmektedir. Ancak bu şehirlerde Work and Travel çok yaygın olmadığı gibi büyük şehirlerde bu deneyimi yaşamak planlandığı kadar avantajlı olmayabilmektedir.
Öncelikle büyük şehirlerde giderler oldukça fazladır ve bu durum sizi maddi olarak zorlayabilir. Alışveriş ve seyahat için yeterli bir birikim yapamayabilirsiniz. Küçük şehirlerde imkânların da az olmasından ve insanların şehir stresinden uzak bir yaşam sürmesinden dolayı çevrenizdeki insanlarla daha etkili iletişim kurma şansı yakalayabilir, daha samimi arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Ayrıca İngilizce pratik yapmak açısından hangi şehre gittiğimizin çok fark etmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
ABD halkının günlük rutinlerini yaşamak ve anlamak için gittiğimiz kimi zaman yerli insanlarla beraber olmak daha avantajlı olabiliyor.